4 ARALIK
4 ARALIK
Son yıllarda bir gelenek halini aldığı üzere, yine ilaç alanına ilişkin ciddi düzenlemelerin hayata geçirilmesinin planlandığı bir dönemdeyiz.
Biz eczacılar, bu ülkede her zaman, attığımız her adımda, her şeyin önüne toplum sağlığını koyduk. Mesleğimizi korumak, güçlendirmek ve meslektaşlarımızın sosyal ve ekonomik refahını yükseltmek elbette ki bizim öncelikli gündem maddelerimizdendir. Ancak, tarih açıkça göstermektedir ki; bizler için bunların dahi öncesinde, halkın sağlık ve ilaca ulaşım hakkı bulunmaktadır. Bu hakkı güçlendirmek, korumak ve geliştirmek için çalıştık, çalışmaya devam edeceğiz.
Ancak özellikle son yıllarda hayata geçirilen uygulamalar, kendi çıkarlarını halkın sağlık çıkarının ayrılmaz bir parçası olarak gören eczacıları, sanal bir biçimde karşı taraf pozisyonuna getirecek niteliktedir. Halbuki bizler için; gerçek kamu çıkarı, halkın çıkarı ve eczacılık arasında ayrılmaz bir bağ bulunmaktadır. Ancak kendi bilgisi, emeği ve sınırlı sermayesi ile topluma sağlık hizmeti sunan binlerce eczacının ortak menfaati de, kamu çıkarından ayrıştırılamaz. Bu gerçekten hareketle bizler, eczacıları yaşayamaz duruma getiren düzenlemelere karşı duruyoruz.
Bilindiği gibi ekonomi yönetimi, global bütçe uygulaması çerçevesinde, ilaca ödenen payın yüksek olmasından hareketle, ilaç fiyatlarında belirli dönemlerde radikalleşen, sürekli indirim yoluna gitmektedir. Ancak kamunun sağlık harcamalarının büyük hızla artan kaleminin, özel hastanelere ayrılan pay olduğu gözden kaçırılmaktadır. Bununla birlikte, ulusal ve uluslar arası büyük bir sermaye gücüne dayanan ilaç sanayi korunurken, eczacılar tasarrufun ağır yükü ile yaşam mücadelesi vermeye mahkum edilmektedir.
Bizler kamunun akılcı tasarruf yapmasını her zaman destekledik. Hatta buna yönelik kendi projelerimizi geliştirdik. Ancak daha fazla toplum çıkarı-eczacının çıkarı türü sanal ikiliklerin parçası olmayacağız. Tasarrufun beklenen sonuçları ortaya çıkarmadığı gerekçesinden hareketle, eczacıların üzerine basarak kamu ve sanayinin beklentilerinin karşılanmasına daha fazla seyirci kalmamız mümkün değildir. Bu nedenle 2011 yılı planlamaları yapılırken, kamu da, egemen ilaç sanayi de, eczacının yeni düzenlemelerin yalnızca taşıyıcısı olmayacağını göz önünde bulundurmalıdır. Binlerce eczacının sürdürdüğü varlık yokluk mücadelesinin görmezden gelinmesine, binlerce yeni eczanemizin de bu eziyete dahil olmasına geçit vermeyeceğimiz bilinmelidir.
Eczacıları yok etmek, halkın sağlık hakkını da yok etmek demektir. Bu yaklaşımla sürdüğümüz ve en son 4 Aralık 2009da tepe noktasına ulaşan mücadele bizler için bitmemiştir. Bu nedenle ilaç sanayi, kendi tekil çıkarı peşinde koşarken, varlığının gerçekleşme gerekçesi olan eczacıları bir kere daha karşısına almasının çok ciddi bir sonucu olacağını bilmelidir. Bizler kapalı kapılar ardında basit matematik hesapları ile, bir grup çıkarlarını maksimize ederken, binlerce meslektaşımızın, ailesinin ve eczane çalışanlarımızın yok oluşuna neden olacak uygulamalar karşısında seyirci kalmayacağız. Bu hesapları yapanlar, bu sonucu bilerek hareket etmelidir.
Bugün 4 Aralıkın yıldönümü. Bizler 4 Aralık 2009da gücümüzü, örgütlülüğümüzü, sunduğumuz hizmetin niteliğini açık bir biçimde ortaya koyduk. Herkesin bildiği bir gerçeği bir kere daha tekrar etmek gerekli ki; sağlık ilaçsız, ilaç eczacısız olmaz. Eczacıları hizmet sunamaz dolayısıyla yaşayamaz hale getirecek, geçmiştekilere benzer bir düzenleme karşısında, eczacılar da geçmişte olduğu gibi tüm gücünü seferber edecektir. Buna ilişkin bir sınama, yalnızca eczacılık alanının tüm paydaşlarına değil, bunun da öncesinde toplumun sağlık hakkına zarar verecektir.
Bizler savunduğumuz değerler ile hayata geçirdiğimiz uygulamalar, iddialarımız ve yaşama biçimimiz arasında herhangi bir çelişki olmadığı için; alnımız açık, başımız dik bir biçimde yaşamaya ve yaşatmaya devam ediyoruz. Meslek örgütümüzün bu pozisyonunun gerçek mimarının; Türkiyenin dört bir yanında kesintisiz bir biçimde ve fedakarca ilaç ve sağlık hizmeti sunan meslektaşlarımız olduğunu bir kere daha vurguluyoruz.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ
MERKEZ HEYETİ